20 Haziran 2013 Perşembe



+18
    Sömürgeci faşist rejimin hapishanelerinde, 2800’ü aşkın öğrenci ve bu sayıdan çok daha fazla öğrenci olmayan genç tutsak var.
Yaz kamplarına giden, basın açıklamalarına katılan, gençlik derneklere üye olan gençler fişleniyor, kendileri ve ailesi polis tarafından tehdit ediliyor.
Üniversite açılışlarında muahlif gençler sesini çıkardığında, stant açtığında, basın açıklaması yaptığında saldırılara uğruyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Okullarından atılıyor.
“Parasız eğitim istiyoruz” diye pankart açan gençlere onlarca yıl hapis cezaları veriyor.
Okullardaki derslerin içeriği ve yöntemi gerici, araştırmayan, sorgulamayan tek tip bir nesil yetiştirmeye yöneliktir.
Öğrenci gençliğin yanı sıra, işçi gençlik de örgütlenme hakkından yoksun.
Milyonlarca işçi gençlik, kölece çalışma koşullarında sendikalaşma hakkını dahi kullanamıyor.
İşsizler içinde genç işsizlerin oranı giderek yükseliyor.
Türkiye’nin siyasal ve ekonomik düzeni gençliğe bir gelecek vaat etmiyor.
Peki gençliğin söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü önünde onca yasak, baskı ve saldırı varken vekilliğe ve yerel yönetimlere seçilme şansının 18’e indirilmesi neyi ifade ediyor?
AKP, yeni bir açılım yaptıklarını, gençlere politika yapma imkanı vereceklerini, gençliğe Meclisin kapılarını açacaklarını, gençliğe ecciyadları olan Fatih’in izinden gitme fırsatı tanıdıklarını, gençliğe güvendiklerini vb. demagojileri eşliğinde seçilme yaşını 18’e indirilmesiyle yasa değişikliği böyle anlatıldı.
AKP’nin onca marifeti ortadayken, bu sunuşa ve anlatıma kim inanır?
AKP gençliğin politika yapma hakkının önün açmıyor, bilakis gençliği kendi politikalarına yedeklemeyi amaçlıyor.
AKP, gençliğin örgütlenme özgürlüğünü tanımıyor, hatta engelliyor.
Ama kendisi örgütlemeye çalışıyor.
AKP, gençliğin kendisinin ve toplumun sorunlarına sahip çıkmasını ve devrimcileştirmesini istemiyor, gençliği sistem içine çekmeye, kendi ideolojik çizgisine kazanmaya çalışıyor.
Genç bir nüfusa sahibiz.
Genç işçi, işsiz ve eğitimli genç sayısı giderek artıyor.
İçinde bulunduğu koşullarda gençliğin politikleşme eğilimi hızlanıyor.
12 Eylül depolitizasyon/apolitikleşme süreci sonrası bu apolitik kuşağın yerini alan gençlik kuşağının politikaya yakın durması, yatkın olması geniş genç yığınların ideolojik tercih arayışlarını gündeme getiriyor.
AKP bu gençliği örgütlemek, yedeklemek, ideolojik ve politik olarak kazanmak istiyor.
AKP siyasi geleceğini sağlama alma arayışında.
Bu, amaçlarının birinci boyutunu oluşturuyor.
İkincisine gelince, AKP artık devleti temsil ediyor, geleneksel T:C’nin Kemalist ideolojisi aşındı, aşıldı, bir çimento olma niteliğini yitirdi.
Devlet partisi olarak AKP, bu dinamik kitleyi devlet ve düzen sınırları içinde nasıl tutacak, farklı arayışlara yönelenleri nasıl düzen içine çekecek?
Kemalizmle mi?
Hayır, bu miadını doldurdu.
Gençlik yeni bir dünya görüşü arayışında.
Kapsayıcı, esnek, eklektik, katı kuralları olmayan, yeni yaşam tarzına uygun bir dünya görüşü.
AKP sınıf karakteri, pragmatizmi, eklektizmi kapsayıcılığı, vb. ile gençlik için bir adres olmaya soyunuyor.
Hem devlete düzene kazanma, hem parti çizgisine gençliği kazanma amacıyla hareket ediyor.
Bu taktik değil, “devlet partisi AKP” olarak stratejik önemde bir adımdır.
AKP, dindar nesil yetiştirme hedefinin bir parçası olarak seçilme yaşının 18’e düşürülmesi yasası çıkarttı.
Cemaat okulları ve imkanları, 4+4+4 eğitim sistemi, imam hatip okullarının sayısının arttırılması, Kur’an kurslarının yaygınlaştırılması neyi amaçlıyorsa, bu yasa da aynı şeyi amaçlıyor.
Okullara, gençliğe dair yaptıkları her şey, dindar ve ideolojik olarak kazandıkları bir gençlik yaratmak içindir.
Seçilme yaşının 18’e düşürülmesi tartışmalarında bu amaçlarını açık açık ta ortaya koydular.
Geniş gençlik kitlelerinin önünde örnek dindar genç modelleriyle çıkacak, bunun propagandasını, bunun örgütlenmesi, bunun manipülasyonunu yapacaklar.
Seçim barajının %10, seçim yasasının anti demokratik, seçim masrafının yüz binlerce TL’yi bulduğu koşullarda yoksul gençlerin, işçi ve emekçi çocuklarının, gençlerin oralara seçilemeyeceği ortadadır.
Yaşlı AKP’lilerin vitrinlik seçmece olarak patron çocuklarına lütfettikleri “seçilmişlerin koltukları” göstermeliğin ötesine geçemeyecektir.
Yarın, 18’lerinde iki insanın Mecliste AKP vitrininde olması, GENÇ olarak orada oldukları anlamına gelmeyecektir.
Tıpkı AKP’li Kürt vekillerinin Kürt olarak, AKP’li Alevilerin Alevi olarak mecliste bulunmayışları gibi.
Yeri gelmişken, kısaca CHP ve MHP’nin bu konudaki tavrına değinmeden geçemeyeceğim.
CHP askerliğini yapmış, bu koşullarda en az 21’ini geçmiş kişilere seçilme hakkını sundu.
Erkek ve asker CHP, bir kez daha genç kadınlara ve askerlik yapmamışlara “vatandaşlık hakkını” uygun görmediğini göstermişti.
MHP temsilcileri ise Mecliste iki yanına 18’lik iki erkek genç alarak bunların seçilebilir yeterlilikte olmadığını gençleri aşağılayarak göstermişti ve kadınlar yine yer yoktur.
MHP’ye göre gençler askerde ölmek için yaratılmıştır ama seçilme yeterliliğine sahip değildir hiçbir zaman!
Peki, biz nerede duruyoruz?
Bizim gençliğimiz ne yapacak?
Öncelikle AKP’nin sahte genç severliğini, demagojilerini, amaçlarını teşhir edeceğiz.
İpliklerini/amaçlarını pazara çıkaracağız.
Seçilme yaşının düşürülmesi için gençlerin bu hakkı kazanması ve kullanabilmesi için mücadele edeceğiz.
Ama bunun, gençliğin özgürce politika yapma, söz söyleme eylem yapma ve örgütlenme hakkıyla beraber bir anlamı, bir değeri olduğunu bilerek mücadeleye devam edeceğiz.
Gençlik doğası gereği araştıran, sorgulayan, yeniliklere açık ve toplumun hızlıca politikleşmeye en yakın dinamik kesimidir.
Gençliği devrimin safına kazanmanın büyük olanakları birikiyor.
Devrimcilerin, sosyalistlerin arayış halindeki bu genç nüfusun en geniş yığınları ile ilişkisi, onları politik, ideolojik ve örgütsel olarak kazanmak hedefi ile yürütülmelidir.
Gerek gençliğin özgün sorunları ve gerekse toplum, diğer ezilen kesimlerin sorunu ve talepleri ekseninde canlı ve etkili politik faaliyet, gençlik yığınlarına ulaşmanın, dokunma ve onları kazanmanın en etkili silahıdır bugün.
Gençliği biz kazanacağız, devrim kazanacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder