DÜNYA EMEKÇİ KADINLARINA SELAM OLSUN
8 Mart. Yıldızların dünyaya ışık saçtığı
gün. Bugün sömürüye, zulme, baskıya, eşitsizliğe, haksızlığa meydan okunduğu gün. Bugün DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR günü.
1910 Danimarka'nın Kopenkhang kentinde
toplanan, uluslar arası 2. Sosyalist kongre, 8 Mart'ı "DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ" olarak kabul ve ilan etti.
Kara Bolşevik Merkez Komitesinin ve uluslararası sosyalist hareketlerin kutlama
mesajlarının okunması ile tüm delegelerce coşkuyla ayakta alkışlandı. Bu karar,
tüm dünya emekçi kadınlarına ve emekçileri sevince boğarken, sömürücü sınıfları
aynı oranda korkutuyordu. Ve o günlerden beri 8 Mart, uluslararası emekçi
kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak gelişti, güçlendi.
EMEKÇİ KADINLARIMIZIN KISA TARİHİ
Kadınların ezilmişlik tarihi özel mülkiyet ilişkilerinin gelişmesi, sınıfların ortaya çıkması ve sınıf mücadeleleri tarihidir. Kadının ezilmişliği, Köleci toplumda, Feodal toplum ve Kapitalist toplumda değişik biçimlere bürünse de özünde üretim araçları üzerindeki mülkiyet ilişkilerinin temelinde aynı kalır. Bu anlamda kadının kurtuluşu sorunu üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete karşı verilecek mücadelede yatmaktadır. Bu ise proletaryanın sorunudur ve proleter emekçi kadın bu mücadelede "Kadın" olarak değil, proleter olarak yer alır. İşte bu anlayışla 1880-1900'lu yıllarda Alman Sosyal Demokrat Partisi önderliğinde Auğust Bebel, Zetkin Rosa gibi önderler, biçimsel sorunlarla uğraşan kadının sorununu kadının erkeğe karşı mücadelesi olarak alan ve her türlü burjuva kadın hareketine karşı proleter kadın hareketi geliştirmeye çalışmışlardır. Ve 1910 da 2. Enternasyonal bünyesinde "Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı" toplantısı sağlamışlardır.
Kadınların ezilmişlik tarihi özel mülkiyet ilişkilerinin gelişmesi, sınıfların ortaya çıkması ve sınıf mücadeleleri tarihidir. Kadının ezilmişliği, Köleci toplumda, Feodal toplum ve Kapitalist toplumda değişik biçimlere bürünse de özünde üretim araçları üzerindeki mülkiyet ilişkilerinin temelinde aynı kalır. Bu anlamda kadının kurtuluşu sorunu üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete karşı verilecek mücadelede yatmaktadır. Bu ise proletaryanın sorunudur ve proleter emekçi kadın bu mücadelede "Kadın" olarak değil, proleter olarak yer alır. İşte bu anlayışla 1880-1900'lu yıllarda Alman Sosyal Demokrat Partisi önderliğinde Auğust Bebel, Zetkin Rosa gibi önderler, biçimsel sorunlarla uğraşan kadının sorununu kadının erkeğe karşı mücadelesi olarak alan ve her türlü burjuva kadın hareketine karşı proleter kadın hareketi geliştirmeye çalışmışlardır. Ve 1910 da 2. Enternasyonal bünyesinde "Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı" toplantısı sağlamışlardır.
Daha sonraki yıllarda burjuva kadın
hareketlerinde gelişmelere bağlı olarak, kadın hareketini sınıf içeriğinden
kopuk burjuva çerçevesinde tutmaya amaçlayan emperyalist burjuvazi Birleşmiş
Milletler Aracılığı ile 8 Mart'ı 1975 yılında "DÜNYA KADINLAR GÜNÜ"
olarak kabul etmiştir.
1910 da 2. Enternasyonelce kabul edilen
"DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ" arasında özde farklılık vardır.
"DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR
GÜNÜ"nün anlamı, kadın emekçiler aleyhindeki mevcut durumun temeldeki
ekonomik nedenlerini inceleyen ve onları kendi sınıfından erkeklerle omuz omuza
sömürenlere karşı savaşmaya çağırır. Kadın olarak değil, proleter olarak,
emekçi kocalarının dişi rakipleri olarak değil, mücadele arkadaşları olarak birliği
sağlamaktır.
"DÜNYA KADINLAR GÜNÜ"nün
anlamı ise, burjuva kadınla emekçi kadın arasındaki farkı ve çatışmayı örtmek
ve sorunu kadın cinsiyetiyle erkek cinsiyeti arasında kavga şeklinde
koymaktadır. Bu Dünya Emekçi
Kadınlarının sömürüye karşı başlattığı dayanışma ve mücadele gününü
saptırmaktan başka birşey değildir.
Dahası kadınlar günü safsatasının amacı
burjuva kadınla emekçi kadının "aynı haklara" sahip olduğu ve bütün
kadınların sorunlarının "ortak" olduğu yalanı söylenmektedir. Yani
şafakta süt sağan "Emekçi kadınla" bu sütü içen burjuva kadını
"aynı haklara" sahip olduğu, diğer bir deyişle fabrikada asgari
ücretle çalışan "Emekçi kadınla" yatlarda yalılarda ABD'lerde
saltanat süren Tansu Çiller gibi Burjuva kadınların "ortak" hangi
yalanları olabilir. Lenin, "KULÜBEDE YAŞAYANLA, SARAYDA YAŞAYANIN HİÇBİR
ORTAK YANI OLAMAZ" dediği gibi, "SARAYLARDA YAŞAYAN KADINLARLA
GECEKONDULARDA YAŞAYAN KADINLAR AYNI HAKLARA SAHİP OLAMAZ.
Bugün emekçi kadınlar üzerindeki artı değer sömürünün
yanı sıra, köleci toplumdan beri gelen çağdışı baskılarda vardır. Kadın bir
meta gibi görülüp alınıp satılmakta, çocuk doğurma ev işlerinle ilgilenen
hizmetçi konumuna itilmekte evin reisi erkekmi, kadın mı açılıp reisin erkek
olduğu işlenmekte kadının kişiliği ile ortaya çıkması engellenmektedir. Hala
aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden daha az ücret almaktadırlar. Yaşamdaki
işler “Kadın işi” ve “erkek işi”
şeklinde ayrıma tabi tutulmaktadır.
Bu çağ dışı anlayışları Hakim sınıflar korumakta ve
geliştirmektedir. Çünkü; emekçi kadınların bir insane olarak kişiliğini ortaya
koyması hakkını araması onların işine gelmemektedir.
yeri gelmişken bir konuya temas edelim, ülkemizde
politik özgürlüklerin yok denecek kadar az oluşu, emekçi, kadın hareketinin
yaratılmamış oluşu, emekçi kadınlarımızın kurtuluşu sorunları ile başta burjuva
düzen partilerinin ilgilendiği bir durum yaratılmaya çalışılmaktadır. Ancak
gerçek bu değildir, bugün burjuva partileri mevcut üretim ilişkilerini ortadan
kaldırmayı ve sosyalizmi kurmayı hedeflememktedirler. Bu nedenle de CHP, MHP,
AKP ve bunun gibi düzen partileri emekçi kadınların kurtuluşunu sağlayamaz.
PEK ŞU HALDE BİZ KADINLAR NE YAPMALIYIZ?
Sonuç; kadın olarak değil, emekçi olarak. Emekçi
kocalarımızın dişi rakipleri olarak değil, mücadele arkadaşları olarak
birleşmeliyiz. Sömürülmek biz Emekçi kadınlara yakışmıyor, elbette sömürmek
onlara yakışır.
Öyle ise, “Dünya Kadın Günü” aldatmacasına son
verelim. Ve hep bir ağızdan haykıralım yaşasın “DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder